Aydın'da incirin bittiğinin belgesi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre 2012 yılında yaz dönemi sülfür dioksit ortalama değerinin en fazla olduğu iller Aydın ve Bursa.
Yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Aydın ili 2011-2012 kış dönemi ortalama sülfür dioksit değerinin en fazla olduğu 14 ilden biri.
Aydın'da sülfür dioksit ortalama değerinin yaz ve kış mevsimleri Türkiye ortalama değerinin çok üstünde olmasının tek sebebi "jeotermal santrallerdir".
Sülfür dioksit havada suyla birleşince sülfürik asit oluşturarak insanların,bitki,sebze ve meyvelerin üstüne asit yağmurları olarak yağmaktadır.
Jeotermal gazlar içinde karbondioksit, hidrojen sülfür,sülfür dioksit,
civa,azot,amonyak,hidrojen,bor,metan,etan,Radon vs.bulunmaktadır.
ADÜ Jeotermal Enerji Araştırma ve Uygulama Merkezi yayınlarına göre jeotermal santral bacalarından salınan gaz içinde hidrojen sülfür 1000-2000 ppm arasında yer almaktadır.Hidrojen sülfür havadan ağır olduğu için atmosfere uçup gitmez, 42 gün havada asılı kalır,salındığı bacadan 26 km'lik mesafeyi etkiler ve sonra yer yüzüne çöker.İnsanı etkilemeye başladığı en düşük düzey ise 2 ppm'dir.
Arch.Çevre Sözlüğü'de 2002 yılında yayınlanan yayında; hidrojen sülfürün dozuna ve kronik etkisine bağlı solunum,sinir sistemi,kardiyovasküler hastalıklarda artış yaptığını belirtildi.
Yine İzlanda,İtalya ,Yeni Zelanda'da yapılan çalışmalarda jeotermallerden salınan hidrojen sülfür ve Radon'a maruz kalan insanlarda; meme,deri,akciğer,burun,böbrek
pankreas kanserleri ile lösemi,lenfoma insidanslarında artış saptanmış.
2010 yılında E.Ü.Fen Bilimleri Bölümü Germencik Alangüllü'de yaptığı çalışmada;
jeotermal akışkanların yer üstü ve yer altı sularında kirlenme yaptığı,bu suların tarımda kullanılmasına bağlı bazı ağır metal ve kimyasal maddelerin besin yolu ile diğer canlılara geçebileceği tespit etti.
ADÜ Bahçe Bitkileri Bölümü 2015 yılında Alangüllü bölgesinde yaptığı
"İncirde verim ve kalite üzerine jeotermal enerji santrallerinin olası etkilerinin belirlenmesi"adlı çalışmayı yayınladı.Bu çalışmada;
.incir ağaçları ve meyvelerinin jeotermallerden salınan Bor'a maruz kaldığı,
.jeotermale yakın alanlarda kuru incir ürünlerinde ağır metal oranlarının fazla, jeotermale uzak incirlerde ise az olduğu,
.jeotermale yakın alanlarda kuru incir verim ve kalitesinde azalma,
jeotermalden uzaklaştıkça ise kalitede artma olduğu saptanmış.
2007 yılında çıkarılan jeotermal yasası ile Aydın topraklarının %80'i jeotermal santrallerin kullanımına açılmıştır.Şu anda Türkiye'de üretimde olan tüm jeotermal santrallerin %85'i Aydın'da yer almaktadır.Türkiye'de gelecekte yapılması düşünülen tüm jeotermal santrallerin %70'de Aydın'da yapılacaktır.
Aydın'da jeotermal santraller kurulum aşamasında binlerce zeytin ve incir ağacını keserek yok etmektedir.Bu santraller faaliyetleri sırasında saldıkları akışkan ve gazlar ile toprakları çoraklaştırarak üretim dışı bırakmak dışında,incir ile zeytinin verim ve kalitesinde de ciddi azalma meydana getirmektedir.
Aydın'da incir üreticisi ve işletmecisinin mağduriyeti her geçen gün artmaktadır.
Aydın tarım kenti olup,halkın %80'ni geçimini tarımdan sağlamaktadır.
Türkiye'de üretilen tüm incirin %63'ü,kestanenin %36'ı,zeytinin %20'i,pamuğun %13'ü Aydın'da üretilmektedir.
Aydın'da şu anda üretimde olan jeotermal santrallerin tümü havaya;
1 kömürlü santral kadar CO2 ,3 kömürlü santral kadar SO2 ,1 kömürlü santral kadar NO2 gaz emisyonu salgılamaktadır.
Aydın jeotermal kapasitesinin tümü kullanılmaya başlayınca Aydın havasına salınan tüm bu gaz emisyonların her biri 5 ile 25 kat daha fazla salgılanır hale gelecek.
Aydın'da jeotermal santrallerin saldığı Bor ve kükürt dioksitin incir üzerine etkisi yapılan ulusal ve uluslar arası laboratuvar incelemeleri ile artık ıspatlanmıştır.
Germencik'te faaliyet gösteren bir incir işletmesinin Hırvatistan'a ihraç ettiği kuru incir ve incir ezmesinde yapılan laboratuvar incelemesinde;
.10 haziran 2015 tarihinde 13.97 mg/kg SO2 ,
.19 ocak 2016 tarihinde 187 mg/kg SO2 saptanmış ve ürünler geri gönderilmiştir.
Bu kükürt dioksit miktarları Hırvatistan'ın kabul ettiği üst sınırın 19 katı fazlasıdır.
Aynı işletmenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı Aydın Ticaret Borsası Özel Gıda Kontrol Laboratuvarında kuru incir ürünlerinde yaptırdığı incelemede;
.14 Aralık 2015 tarihinde 350 mg/kg SO2,
.12 Ocak 2016 tarihinde 363 mg/kg SO2 miktarı tespit edilmiştir.
Kuru incirde tespit edilen bu kükürt dioksit miktarları Türk Gıda Kodeksi,
"Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine" göre 180 kat fazladır.
Kuru incirde çıkan bu kükürt dioksitin sebebi jeotermal santrallerin gece gündüz,
yılın 365 günü havaya salgıladıkları gazlar ve içeriğindeki kimyasal maddelerdir.
İncirde tespit edilen bu düzeydeki kükürt dioksit miktarları Aydın'ın yurtdışına yaptığı incir ihracatının bitmesi, işletmecilerin iflas etmesi, üreticinin incir üretememesi veya ürettiği incirin elinde kalması demektir.
Bu durum Aydın'da sürdürülebilir tarımın ve yaşamın topyekûn yok oluşunun ilanından başka bir şey değildir.
Ve bu sonuç enerji adına Aydın'daki tarımın, sağlıklı yaşamın tamamen göz ardı edildiği bir kararın acı sonucudur.
Bu kararın kime yaradığı kimin kaybettiği, çok ciddi bir şekilde sorgulanması gerekir.
Aydın'da 30 bin aile geçimini incir üretiminden sağlamakta ve Aydın'a yıllık 200 milyon dolar girdi sağlamakta.
2014 yılında jeotermal elektrik üretiminin Aydın'a sağladığı girdi 150 milyon dolar.
Aydın'da jeotermal kaynakların %95'i sadece elektrik üretimi için kullanılmakta.
Oysa bu kaynaklar ile 100 bin dekar sera işletilebilir,100 bin konut ısıtılabilir,100 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir.
Aydın Tabip Odası olarak Aydın ilinin sürdürülebilir sağlıklı geleceğinden endişeliyiz.
Ve soruyoruz.
.tarım üreticisinin haklarını savunan ziraat odaları,
.bu işin ticaretini yapan işletmecileri savunan ticaret ve borsa odaları,
.gıda güvenliğini korumakla yükümlü gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü,
.çevre kirliliğini kontrol ve denetlemekle yükümlü çevre müdürlüğü,
.çevre kirliliğinin, sağlıksız gıdaların insana etkilerini önlemekle yükümlü sağlık müdürlüğü,
.Aydın'da herkesin sağlıklı yaşamasını, çalışmasını, güvenliğini, huzurunu, geleceğini korumakla ve adaleti sağlamakla yükümlü sayın Aydın valiliği,
.Aydın halkına hizmet etmek için seçilmiş sayın belediye başkanları,
.Aydın'ın haklarını TBMM'de korumakla yükümlü sayın milletvekilleri,
.Aydın'da tarımın, yaşamın bitmesine sebep olan yasaları çıkaran ve uygulanmalarına izin veren sayın hükümet yetkilileri,
Evet, sizlere göre bu karar adil midir? gerçekçi midir? ekonomik midir?
Yoksa bir kentin yok olmasına göz yumulacak kadar önemsiz midir?
Dr. Metin Aydın
Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu